Arabesk yüzlü kadınlar görüyorum caddelerde Kıvrılıyor,geçiyorlar yanıbaşımdan Arabesk yüzlü kadınlar var burada. Bi çöl ülkesinden koparılıp getirilmiş bi kaktüs edasıyla Ve son vapuru kaçıracakken çıkan karşıma, Sessizce söyledikleri dualarından kaçırılmış düşleriyle Ve… Okumaya devam et
Haddini aşan şehirler vardı,içinde durmaksızın lanet okutan. Bi köşede, Sarhoşları ve düşkünleri ve kedileri, Fahişeleri ve delikanlılarını ve namuslarını Arsızca sorgulayan. Sonra, 60yaşında bi baba ile 20yaşındaki bi oğlun hayallerini savaştıran/oda dağınık kalsın… Okumaya devam et
Yapraklara özendin mi sen hiç onlar hafif hafif titrerken? Rüzgar mesela…seni hiç bilmediğin şehirlere hapsetti mi? Rüzgar varını yoğunu alıp arkasından yok pahasına söyletti mi? Hepsini bir kenara at ! Bulutları-rüzgar-karaya boyamadı mı/gözlerinin… Okumaya devam et
Bi elma hikayesi ile başladı her şey. Başımıza ne geldiyse bugün necip. Hani cehennemi bizi bulduysa bugün Yıllar demenin hayalini, O ufak adımların ahengini, Dahası hayalleri unuttuysak bugün.. Evet necip evet göz ardı… Okumaya devam et
Karın ağrıları gereksizdir. Gündüzler, gene öylesine. Emma’yı hangi şehirde bırakmıştın hatırlar mısın? Yoksa bekle biraz/Emma…Evet o seni terketmişti. Bir otogar sabahında salya sümük ağlarken sen, Bir dilenciye sigara beğendirmeyi bile becerememiş olan sen,… Okumaya devam et
Korku kemirmekte benliğimi sinsice Ne kadar düş varsa uçup gitti aklımdan, Ne çok ölüm bıraktık hatırlarsın sende Ne çok titreyen çocuk bıraktık geride. Kah soğuktan,kah yalnızlıktan Ama hepsi biraz aşksızlıktan. Korku ismimi çalıp… Okumaya devam et
Bugün yirmidördüncüsefilgözyaşıbaharının ilk günü. Yalnız olmayı dilerdim ki yalnızlık bana bahşedilen Rahmime bırakılmış sahipsiz bir cenin gibi. Günden güne büyüyüp beni eritip Vücudumu aştıkça Ve açtıkça birer birer tüm düğmelerimi Üryan bıraktıkça tüm… Okumaya devam et
Gözlerimi kapattım, sesine susuyorum.. Dilim damağıma yapışmış Caddelere vuruyorum kendimi. Hızlı hızlı yürüyorum, Kokun geçiyor yanıbaşımdan Korkuyorum / yavaşlıyorum. Bir masa başında buluyorum kendimi Sonra Eylül’ün sesi çalınıyor kulağıma Sararıyor yapraklar, masadan kalkıyorum.… Okumaya devam et
Kokun bir resimdir şimdi. Düşün ki çayın buharında sen, Sigaranın dumanında ben. Öylesine karışmış bedenime Ve öylesine bir ilkbahar akşamı Kadere kısmet esen rüzgarın göğüs kafesine saklanmış Başıboş ve sarhoş ve miskin bir… Okumaya devam et
Uykusuz bu gece masallar Alabildiğine sessiz,çaresiz. Karanlığa dikmiş çocuk gözlerini Karanlık korkunç ve renksiz. Ensesinde mayhoş bir kabus. Her an ruhunu çalmaya hevesli. Odada tek canlı varlık var: İşleyen saatin sesi. İhtiyarlığa uzak… Okumaya devam et