In Vıno

Kış günlerinin karanlık ve isli sokaklarından geçiyordum

Hava kararınca çalan zillerle okul çıkışlarında

Yazılmayan gerekçeli kararlarla devlet dairelerinde

Elinde bir torba kömürle ay sonu hesaplarında bekliyordum seni

Sen yoktun.

 

 

Sobayı yakmak için kocalarını bekleyen kadınların çilekeşliğiyle

Kış günlerinin karanlık ve isli sokaklarından geçiyordum.

Kentin varoş semtlerinde çocukluğumu

Eski İstanbul’da, yarımadada, şantiyelerde gençliğimi

Başkalarının aşklarında, kavgalarında, ölümlerinde yetişkinliğimi arıyordum.

O yoktu.

 

 

Kar bekledik kentte uzunca bir süre.

Sobayı yakmak için kocalarını bekleyen kadınların çilekeşliğiyle

Ah ulan Müjganlar, Canım Nerimanlar, Ofsayt Osmanlar ve ben

Kararmış kentin caddelerinde, senin sokaklarında, belediye çay bahçelerinde

Dedemin küçük bahçesinde, senin çiçekli bahçende.

Kar bekledik uzunca bir süre.

Kar yoktu.

 

 

Ağlıyor şimdi köyde kalmış çocukluk arkadaşlarım

Kentte bir duygu, bir duyuş

Ömürde bir vurgu, bir dövüş eksikliğiyle.

Adını gizleyip herhangi bir şiire

Gülüyor yüzüme yargıç

Gülüyor.

Ölecek.