Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Mülakat Heyetine / GİZLİDİR
(Tarih 16/12/2015, saat 14:20’de tek kişilik odasından alınıp, hastayla iletişime geçildi.)
-Nasılsın Rasih?
-Bu bir sır..
(gülümsedi)
***
Kavimler göçü
Barbar Cermenler
Şair Araplar
Diri diri gömdükleri kızları
Ve binlerce İsa; biri çarmıhta..
Vahşete revan rakamlarıyla modernite
İki kere iki dört
En uzun kenar hipotenüs
Hız çarpı zaman eşittir yol
Canım buharlı makinalar
Özgürlük beyannamesi
Laissez faire, laissez passer..
Semiz liberaller
Ve obur kentlerin zorbalık tarihi
***
-Hazırsak başlayalım-
Vakta ki sözü susulanlara peçe ettik
Dinmedi havsalamızdaki sızı
Bir cesedi sırtlar gibi
taşıdık zamanı yarına
Hiç süphesiz bu yaşamak değildi
Doktor Hanım şunu söylememe izin verin:
Sevgi insanın içinde çürüyünce nefret oluyor.
Evrimsel bir hadise değil bu
Modern bilimlerin de açıklayamadığı şeyler olamaz mı?
Olabilir.
Arif Bey, ben inanıyorum ki bir şeyin doğrusunu bilmeye gerek yok, ona yanlış diyebilmek için.
Bu düzenin bir şeyleri yanlış
Buğday çuvallarını taşıyan at arabaları
Değirmen taşı
Değirmenci
Unu sırtlayan işçi
Satan tüccar…
Topu birden yanlış
Toprağa düşen tohum ve
yağmışsa yağmur dışında ne varsa yanlış.
Hiç farkettiniz mi bilmem
Artık dinlemiyor insan ötekini
Anlamaya çalışmıyor konuşanı
İman etmiş sırası geldiğinde aklından geçeni söylemeye
Oldum bittim eyvallah edemedim bu benci dünyaya
Ve karşınızdayım…
Beni dinliyorsunuz değil mi?
***
Bildiniz beni;
Tekerin oyuğuna sıkışmış çakıl taşı
Susunca yanından geçip gittiğiniz
Konuşunca ters gömlekler giydirdiğiniz bir bayram sabahı…
***
Burada,
insanların ve hikayelerin ağırlığını kendinde taşıyan bu silme beyaz odada
Tam da şu anda
konuşabiliyorken
Yenilmiş bir ordu sahipsizliğiyle anlatıyorum size bildiğim ne varsa
Sahi bildiğim ne var?
Anamın doğum sancıları
Adım
Tedavülden kalkmış paralar gibi içimde kalan çocukluğum
Devlet parasız yatılıdan ranza arkadaşım Halil
Halil’in bana emanet ettiği taşralı öfke
Cüzdanımdaki vesikalık
Ve kaypak ilgiler
Haylaz ihanetler…
***
Kendi yankı odamdan çıkamıyor olmanın adı delilik sanırım
Ve sonucu da burada bulunmak.
Bunu biliyor fakat engel olamıyorum
Estetik bir idam bu.
Alıp kabul ediyorum bu idamı
Çünkü insan,
kaybın farkına varınca sahip çıkma bilincini hatırlayan bir zavallı
Çünkü iyilik eden, ellerini ovuşturan bir tefeci gibi bekliyor
Sevmek, bankada karşılığı varsa makbul
Bu tıklım tıkış dolu, başarısız piyesin içinde yer bulamıyorum kendime.
Siz de buyuruyorsunuz ki; yerin burası.
Aldık kabul ettik.
Peki geçti mi?
Geçmedi…
***
-Şimdi müsade ederseniz odama,
ranza arkadaşım Halil’in yanına gitmek istiyorum..
-Gidebilirsin Rasih.