‘Yaşamak’ Bir Sözdür Şimdi
Megafonun ucundaki yetkili memur
öfkeyle kırılan sesiyle
gecenin ilerlediğini söylüyor gündüzün çocukluğuna
bir ceset oluyor yatağımda gece
ben ki korkmam
yok boynumda senden gayrı muska
ürperiyorum..
***
İlkin bir tabut gibi çöküyor odaya karanlık
soluğumun değmediği sen
bir ayet gibi iniyorsun aklıma
hayalimdesin ve odamda
bir doğumu müjdeler gibi bakıyorsun
hüzün ve sancılar çareleniyor
seyreliyor karanlık
şefkatle söküyor şafak
şahidinim
hatırına dönüyor dünya
şahidimsin
sürgülendi içime gözlerin
gözlerin ki yaşamaktır..
***
Sonraların en başında
bilinsin, bu hikayemizdir
bir boşluk oluyor hayat seninle aramızda
boşluk ki sızdırmaz beriden öteye
bakışı, sesi, zamanı…
ey urganda boğazlanan hayat
ne bıçağın yalımı
ne kapının yüzü durdurur beni
gitmek, varmaksa bir şehre
bir şehir ki orada bekliyorsa beni
aklımda gözleri
ve gözleri oradaysa
adımlarım bıçağın sırtından
kapının yüzünden
çünkü
bilirim ki yaşamak ordadır..