Devrim Bulvarı
Sis yürüdü şehre doğru iki gün önce
İki gün önce güneş büyüdü başka bir şehirde
Üç yıl önce bir tutsaklık
İki yıl önce bir hasretlik hikayesi başladı
Yine
Başka başka şehirlerde.
…
Bense
Yürüyordum tüm bu hikayeler arasında
İnsanlara dokunarak, içlenerek onlardan ayrı
Onların yaşanmamışlıklarına.
Yürüyordum sisin içinde
Güneşi avuçluyordum saçlarımın seyrekliğinde
Tutsaklığın ve hasretliğin öcünü almak için
Yemin ederek her gece.
…
Uykusuzluklarım olurdu otogar sabahlarında
Geçerdim isli sokakların arkalarından
Yamalı ayakkaplarıyla soğuktaki çocuklara şekerler dağıtarak.
Ve tüm bunlara iç çekişlerimi ekleyerek
Ve tüm bunları bir zafer nişanesi sayarak
Geçirirdim öksürüklü kış gecelerini.
…
Zorlu bir kış geçirirdim
Onunki gibi nefti
Acıkırdım, susardım, suskunluklar büyüterek
Bilmem kaç kere hasta olurdum belki.
Belki onu terkederdim sırf bulabilmek adına
Sonra sokaklarda arardım,
Gülüm aile çay bahçesinde.
Ey gülüm bu şehrin neresinde?
…
İki gün önce sis yürüdü şehre.
O şehri terketti iki gün önce.
Tutsaklık hikayesi biterken
Hasretlik hikayesi devam etti.
Defterimde kaldı yurttan kaçış öyküleri.
Özgürlüğün tadı.
Devrim bulvarı.