Papatyaların Örgütlenmesi Üzerine Tehlikeli Bir Şiir Denemesi

Gece rüzgara meyilliydi sokaklar

Bilmem kaç mili bahri uzakta sen rüzgara meyilliydin.

Gözlerinden damlayan tebessüm dudaklarına

Daha sonra burnuna hafif bir yağmur bırakırdı.

Eminim yaşanırdı bunlar.

Eminim sen uyurken ben seni izlerdim

Sen rüzgara meyledip uyanırdın.

Mevsimin en olmaz yerinde yağmur dilerdik yürümek için

Salardı kendini bulutlar dev bir iştahla

Bir o kadar naiflik katarak bu duruma.

Düşün ki ellerim bir yastığın altında ellerinde.

Birden açılırdı cumbalı tavan

Karanlık tepelere atardık kendimizi.

Yıldızlara dalıp şiirle ve şarapla ve aşkla

Ağzımız açık izlemek için göğü.

Düşünemedim sorulara cevap vermek zorunda bırakıldığım için.

Hesap üzerime kaldığı için yürüyemedim.

Ve konuşamadım bir daha dama konan kuşlarla

Sana doğru uçacaktı fakat kuşlar

Ben konuşamayınca

Damdan düşüp öldüler.

Savaşlar olurdu dünyada

Gözyaşı, kanserli aşklar, hiç doğmayacak çocuklar sarardı şehirleri.

Şehirleri, bombalı şarkılar inletirdi.

İstek halinde kurşuna dizilen şiirlere ve şarkılara ve hayallere bakardık ürpererek.

Kazanacağımızı bilerek şiirler yazardık.

Kurşuna dizileceklerini bile bile.

Sen silkelerdin beni.

Ben yaslanırdım sana.

Resimler çizerdik gökyüzüne mutlaka.

Mutlaka bir köşe başında sakalı uzamış adamlar

Ellerindeki zincirle beklerlerdi beni

Boğmak için hayallerimi

Sana ulaşamayan yanımdan.

Eski güzel günler.

Eski güzel günler.

Bizim bıraktığımız yerde midirler?

Çağırırım lili marlen türküsünü

Açarım eskimiş mektupları.

Sahi ya mektuplardaki kokuyu duyumsamak şimdi

Uykuya dalan bir bulutu izlemek gibi.

Baharlı mevsimler olurdu dünyada.

Papatyalar örgütlenirdi senin için

Ben seni kırdımsa çiçek şiirini okurdum sana

Özlem anlarında

Kulaklarımızda bir sevinin marşıyla

Uygun adım yürürdük bulvarda.

En sevdiğimiz hayalleri kuracağımız bulvarda.