Siren Sesleri
Siren sesleriyle başlıyor gün.
Gün, siren sesleriyle bitiyor.
Her gün biteviye ölümler sarıyor gözlerimizi
Ölümlerle büyüyor artık
O ufak adamlar halkın gözünde
Ve halk tüm bunları katı bir zevk halinde izliyor.
Evlerden kaba sesler yükseliyor
Evlerde artık sobalar tütmüyor.
Tencerelerde kan kaynıyor
İdam mangaları kuruluyor salonlarda
Meydanlar geçit vermiyor vicdana.
Akıl vizyona girmesini beklediğimiz bir sinema filmi oluyor,
Her seferinde gösterime girmesi yasaklanıyor.
Halbuki hatırla!
Mor çiçeklerle bezeli bir kırda
El ele koşacaktık aydınlık yarınlara.
Koşacaktık ve yüzleri güleç teyzeler,
Papatyalarla bezenmiş bir taç armağan edecekti sana.
Anlamsızlığın distopyasi içinde alabildiğine savruluyoruz artık.
Bazen anlam veremiyorum olanlara.
O kadar da olmaz dediklerimi yaşıyorum
Evet tam olarak o kadar da oluyor.
Artık daha fazlasını hayal edemiyorum dediğim anda;
Sıkılmış yumruğu ile kötü karakter;
“Daha bitmedi!” diyor.
Daha bitmedi boğazınızda bir lokma,
Daha bitmedi damarınızda bir damla,
Daha bitmedi, ciğerinizde bir nefes kalmamalı.
Daha bitmedi!
Bilirsin Ortadoğu hikayelerine olan hayranlığımı.
Benim hayranlığımla şaha kalkıyor kitaplığım,
1960’larda Afganistan’ı anlatan kitaplara dokunuyor ellerim
Hayyam’ın dizelerine ve Hayyam’ın kadehine dokunuyor.
Şaşırmışlığım gitgide büyüyor.
Acıyarak baktığım insanlar gibi
Hürriyet kavgası yapacağım günler başlıyor.
Siren seslerini duymadığım bir gün
Polis arabaları bitiyor evimin önünde
Daha bitmedi özgürlük kavgam
Daha bitmedi Eylül’e borcum.