Kaybettik Çiçek
Karanlık bir coğrafyadan çıkmıştık yola.
Son gençliğimize ait papatyalar koparılmıştı
Ölümler ve tutsaklıklar vardı haberlerde/
Ve biz/
özlüyorduk hiç yaşanmamış olan huzurun tadını
Salı pazarına çıkıyorduk mesela
Huzur belki pazarda satılan bir şeydi/bilemezdik
Ama ihtimaller dahilindeki her şeyi değerlendirmeliydik.
Başka şehirlere gidiyorduk öpüşebilmek için
Başka başka şaraplarla sarhoş olmayı seviyorduk.
Gençtik hala,
Büyüktü ve savaşlarımız.
Stockholm’de elini tutmuştum.
İki gece üç gün ağlamıştım.
Kar yağmamıştı.
Tanımadığım sokaklarda tütüne sarılıp
Dayaklar yemiştim
Ve bu şehrin rengini unutmaya
And içmiştim geceleri
Hırsla inip kalkan göğüs kafesine bakarken.
İki gece üç gün ağlamıştım.
Gören eden olmadı yılgınlığımı
Tren garlarında eskimedi yüzüm
Başımı omzuna gömmüştüm
Bir serçenin yanaşamayacağı kadar ufaktı.
Vebalı gözlerle bakmıştı kimisi
Kimisi acımıştı belki halimize.
Altı gün üşümüştüm.
Oteller soğuktu
İçimde tarif edilmez bir boşluk vardı
Uçmaya yeltenen tüm kuşlar ölüyordu
Otobüs seferleri durmuştu, sirenler çalıyordu
Sen ağladığın vakit sokaklarda.
Vakit varla yok arasında ve gitmekle kalmak arasında
İnatla duruyordu.
Televizyonlarda tartışılmaya başlamıştı bu.
Anlamıyorduk konuşulan hiçbir şeyi fakat
Emindik.
Vakit inatla araftaydı.
Saksıda bir fesleğeni unutmuştuk geride
Fesleğeni unutunca saksıda
Gölgesine razı bir fesleğen olamayan şair kadın da silindi aklımızdan
Ben seni kırdımsa çiçek diyen bir şiiri
Şairlerin ve cahillerin cesur olduklarını
Bir filmde geçen
Her şey güzel olacak repliğini unutmuştuk.
Hatırlayamadık çiçek.
Çocuk zamanlardan kalan kahkahaları
Küçük ellerle dünyaya tutunamayan kız çocuğunu
Tren garı terkedişlerini hatırlayamadık.
Kaybettik çiçek.
Yanlış yaşamak dedikleri kuyuya düşerken ben
Senin gülmelerinle kapandı gözlerim
Çocuğun mercan saati çatlayınca
Kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin?
Reblogged this on Günel Fərhadqızı Emin (Antimental).
BeğenBeğen