Bu Yangının Sonu Yok

kaybetmek-5079-187F-DC00

 

Yağmur beni ıslatır, ben kağıtları.
Yalnızlık o kadar sadık;
Hiç mi aldatmaz insanı?
Yüreğimi tutup sımsıkı bırakmadı,
ben de alıştım.
Sarıldık.

Sancılarım birikiyor.
Dökülememek ne; bilir misin?
Sürekli dolmak…
Keşke atabilsem bir şeyleri kafamdan.
Ama huyum kurusun;
ben denizleri kirletemem.
Şimdi şurada ölsem ne olur,
biraz daha acı çeksem ne?
İki türlü de cehenneme gitmeyecek miyim?
Sonu yanmaksa ateşte;
burada öğrenmişim acının çoğunu, azını.
Ne fark eder?

Geçireceğine inanmadığımdandır;
bağırmamam.
Elim sigara tutmaz,
görmem dipleri.
Dost tutmam dert yanmalık.
Silahı dayamam hastalıklı şakaklarıma.
Geçireceğine inanmam.
Sen hep orada asılı duracakken;
duvarı yıksam neye yarar?
Ne yapacağımı çok iyi biliyorum ben.
Duracağım öylece.
Belki kalbim bana özenir diye bir gün.

Senden başka herkes yanımda.
Ama mutlu değilim.
Bu kalabalık,
olanlar, olacaklar…
Hep benim için biliyorum.
Benim için de bir şeyler karalamış üstat.
Sahiplenmek gerek; biliyorum.
Ama sen yoksun ya;
bir türlü ‘Benim.’ diyemiyorum.
Ben benim,
ve bu benim, diyebilmektir adamlık.
Ben ne ben;
ne de adam değilim.

İçimdeki sılaya sor.
Yol ne demek, diye.
Bu yatağa sor soğukları.
Acıları tekrar çalma moduna almayı;
gel de bana sor.
Bana sor;
hiç gitmeyen yalnızlıklarla geçinmeyi.

Seni seviyorum.
Ama senin kim olduğunu bilmiyorum artık.
Belki de hiç değmeyen bir yeldi neşelerin boynuma.
Belki de ben hep sensiz tırmandım yokuşlarımı.
Piyasanın yobazlığını,
fahiş fiyattan harcanan gülüşleri,
değersizliğimizi,
kişilerin meclisi değil de
meclislerin kişilerinden oluşumuzu;
belki sadece ben düşünmüşümdür.
Sen üstünkörü sevmeye çalışırken beni.

Sen sürekli virgül atılan bir cümle gibisin.
Ben yanımda noktalarımla dolaşıyorum.
Sen bitmeyeceksin,
ben başlayamayacağım bir daha.
Olsun.
Yarın yepyeni bir gece doğar;
güneşinde uyuduğum.
Devam ederim kavgalarıma.
Parmaklarımla mevsimleri sayarım.
O görünmez gibi mutlulukları var ya hayatın;
sen oraya otur.
Ben sana elma şekeri almaya gidiyorum.