O Gitti, İsmail Gemiyi Bekledi

image

Ellerimin arasından akıp gitti
Ellerimin arasından
Öyle ustaca sıyrılıp gitti ki
Sanmadım ellerimde
Elleri yahut kokusu vardı.
Yalnızca midemin hemen üzerinde bir boşluk
Yalnızca caddelerde
Uygun adımda sallanan yumruklarım
O giderken yerinde sayan adımlarım.

Gözlerim
Öylesine boş bakar olmuştu ki dünyanıza,
Bazen ve hatta mütemadiyen kaçırırdım kendimi
Tenhalara.
Ufka doğru kısardım gözlerimi
İnce bir silüet.
Karanlık,zayıf, kaybolan bir kadın
Git gide uzaklaşırdı ufukta.
Kaybolurdu sonra,anlardım
O bir daha giderdi.

Uykularımda falan görürdüm gülüşünü
Liseli falan olurduk
Benim
Dua etmeyi bildiğim zamanlardan kalma
Bir yüreğim atardı rüyalarda.
O rüyalarda o gülerdi
Yüreğim atardı
O yeniden gülerdi
Dua etmeyi öğrenir yüreğim
Ağlardı.
Gidişler bitmeyecek mi tanrım?
Yıldızsız gökyüzü
En acı mutsuzluk tasviri
Hepsi bu.

Papatya mevsimi gelince yine
Yanımdaydı
Yanımda olmadığı bir zaman sayamam aslında
Papatya zamanı,
Balkon önü çekirdek zamanı,
Çiçekdürbününün basitliğine hayret zamanı,
İlkgençlik ve ilkyaz zamanları..
Sonra nizami bir biçimde gelişti herşey.
Kapının yüzüme kapanışı
Ocakta unutulan salça yanığı kokusu
Çapraz yan bağlarının kendini bırakması
Yere kapaklanıp ağlama seansı.

Bardaktaki suyla büyüyen opal halkalar.
Evet bir kitabın etkisindeyim
Herkes mi gider ulan
Bu yaz ayrılığın kaçıncı yazı olacak.

Öyle dümdüz,öyle alımlı
Öyle sessiz gitti.
Kapıyı çarpıp gitti
Sandalyeleri yıkıp gitti
Yüzüme bakarak ve bakmadan bir daha gitti
İzmirde bir defa fakat
Istanbulda defaatle gitti
Denizde ve karada
Yemin töreni yaparak gitti.
Bir defa gitmedi.
Daha acı olsun diye
Hep cebinde
Tek gidişlik biletler
Mütemadiyen bir defa daha
Bir defa daha gitti.
Şimdi o gemi
Gelmeyecek İsmail.
Değil mi?