TANRI PARÇACIĞI
Daha uyumadım.
Konuşabiliriz anne.
Sen bana kendinden bahset.
Artık çocuk değilim, biliyorum ama,
yine de ensemi okşayabilirsin.
Yine de ekmek arası salçana hayır demem.
Yine de hayıflan,
ben maçtan elim kolum sakat gelince.
Çünkü büyüyemeyeceğimi fark ettim.
Bilirim,
bana dokunan her şey sana çarpar.
Beni sendeleten seni düşürür.
Beni yavaşlatan seni durdurur.
Ama ben görmedim ki,
bir kez olsun siyah konuştuğunu,
bir kez olsun vazgeçtiğini,
ne benden, ne kendinden.
Hayat, silah saçmaları gibi savrulurken üzerime,
inan,
sen ittirmeseydin beni,
sen taşımasaydın omuzlarında bazen,
sen vermeseydin ellerini bana,
dönerdim sürekli başa.
Şimdi uzaktasın, ama fiziksel olarak.
Kalplerimiz,
aynı kuşun kanatlarıdır.
Ve ebediyet de bu kanatların mutluluğa göçüne şahit olacaktır.
Belki de bunu da sen öğretmişsindir.
Hani insanın yüzüne, gözüne değil de kalbine bakmayı.
Belki de bu yüzden;
böyle ağlak,
böyle içli,
böyle tedirgin bir mahlukatım.
Şikayet değil bu.
Sadece farkındayım.
Farklı olmama da yardım ettin demek ki.
Nasıl olur da Dünya’yı tek başına kaldırabilir bir insan?
Nasıl olur da hem boncuk diker hem karnımı doyurur?
Ellerini beline koymak,
nasıl böyle mistik bir anlam taşır?
Belki çok yaşarız.
Belki ölür,
birbirimizi özleriz.
O yüzden söylemek isterim.
Sonsuzluğun eşiğine gelse de adım,
sen yoksan ben de yokum.
Sen, beni okumaya devam et geceleri.
Varsın, baki kalmasın şiirlerim.
Bir tas çorba kaynatsan yeter.
Dert değil hiç, dünya, nimetlerini çevirmiş yüzüme.
Sen beni iyi bil,
geride kalanların şeytanı olsam da umrumda değil.
Bir de,
misketlerimi saklamaya devam et.
Biriktirmeyi senden öğrendim.
Ben misketlerimi biriktirdim, sen beni biriktirdin.
İyi geceler anne.
Rüyanda,
gününde,
gecende,
en sonunda cenneti gör.
Umarım her kadın için bir gün anlamlı olur bu şiir. Kadınlar gününüz kutlu olsun.