Yağmurun Gerçekliğine
Tam da bu uzak ve soğuk akşamların şarkısıdır.
Istanbul, bir yosma gibi kalbimde yaradır.
Yağmurun gerçekliğine hayret ederek yürürken
Yalnızlıklardır, düşünceyi sürükleyip
Rüyaları özleten.
Kimi uzağa giden, kimi uzağa düşen
Kimi bize küsen, kimi göçüp giden kervan sahipleri…
Tüm dostların ardından yakılan ağıtlardır
Çaresizliğimizin kaynakçası.
Yalnızlığın yanında ufak bir yıldız.
Boş ayalarımdan sızan
Sessiz harflerinden arınmış “bakınız” ibareleriyle
İzahate uğraşılmış / yazgısızlıkla;
Yaşadım ben
Yaşarım da merak etme.
En fazlasından göğsümüze batar
Katran karası egzos dumanları,
En fazlasından soba kullanılan isli şehirlere,
Gecelerine çıkarız tek başımıza.
Çocukların kar topu oynadığı akşamüzerleri hayal ederiz.
Bi de güneye gitme hayalini yadederiz,
Hepsi geçer.
Yalnızız Peyami!
Mütareke dönemi romanlarındaki gibi akıyor hayat
Liradan sıfırlar atıldığından beri
Üç kuruşa aşk satıyor sokaklarda sanat.
Anlamıyorum,
“Tek başına özgürlük ne işe yarayacak?”
Bir Akşamdı, Peyami!
Dostlarımızı, geleceğimizi, hakkımızı,
Sevilerimizi çaldılar.
Ve toprağın bekaretini,
Biz yağmurun gerçekliğine hayret ederken.