Portakal kabuğunda sorular
Hayat bazen çok şey..Neydi o kelime?
Heh,statik.
Hayat bazen çok statik,
Farketmedin mi?
Üzüme de düşmedik bugün ve
Tütünümüz bitti gece gece
Peki,peki bu başımızdaki dumanlar niye
Tütünümüz bitti olum bizim!
Şimdi bu dumanlar niye?
Eskiden bu kadar asi miydik biz
Hani hayat bu kadar statik değilken yani
Statüko mu bizi asileştirdi
Duygularımızı,düşüncelerimizi falan hani?
İyi bak şimdi yıldızlara isyan edicem
Çocukken severdim onları
Hem çocukken ne’miz vardı bizim
Portakalı soyardık
Başucumuzda bi pencere
Sonra kabuklarını sobanın üzerine koyar,kuruturduk
Dedemizin sakalına dokunamaz,korkardık
Ama bi de şimdi bak işte.
Dikenler var hayatımızda,
Develer var dikenlerin battığı
Ve garip grup seviler,sevişmeler..
Ama çocukken öyle miydi?
Ağlardık mesela ölürcesine
Sobanın üzerine damlatmaya uğraşırken gözyaşlarımızı
Yani içimiz yandı diye akıttığımız gözyaşlarımızı
Başka bi ateşe atıp yakarken
Yani çivi çiviyi söker sözünü
Henüz beş yaşında tecrübe ederken..
Yani biz çocukken küfürler ayıplanırdı
Develer ve dikenler falan henüz bitmemişti ömrümüzde.
Hayat bazen çok ütopik.
Değil mi lan?
Hani mutlu olmak diye bişeyi beklerken
Kıyameti bekler gibi hani
Onu beklerken
Bi adam bi şarkı yazarken
Ya da ağzında mızıkası bi kadın
Notalar uydururken hayatına
Hayat bazen..
Yok yok vazgeçtim
Hayat mütemadiyen
Fazla ütopik değil mi şimdi?
Çocukluğu özlemek gibi
Mutluluğu beklemek gibi
Kıyameti seslemek.