VEDA BANDOSU:GECE-KAR-ÖLÜM
Yapraklara özendin mi sen hiç onlar hafif hafif titrerken?
Rüzgar mesela…seni hiç bilmediğin şehirlere hapsetti mi?
Rüzgar varını yoğunu alıp arkasından yok pahasına söyletti mi?
Hepsini bir kenara at ! Bulutları-rüzgar-karaya boyamadı mı/gözlerinin önünde
Yaşamadın mı sen hiç bir ölünün-özleminin-önünde/hemen ilerisinde
Yani öleceğini bile bile bir çiçeği dikmedin mi toprağa/topal düşlerinle
Gece…
Gece seni hiç mi bir rüyanın peşinden alıp geçmişe götürmedi sanki.
Pembe oyuncak orgu hatırlamadın mı,karanlıkta…tek başınayken?
Alışabildin mi ya da o insanlarla yaşamaya
Ve alışabilecek misin o masal ülkesindeki soğuklara/ben yokken.
Kar…
Kar yağacak düşlerinin üzerine ve ayaklarına kara sular dolacak/hepsi benim gidişim olacak.
Benim gidişim öyle zor,alımlı,heyecanlı da olmayacak/anlatırdım ya sana film tadında.
Ve…ve filmler de artık eskisi kadar özenilebilir olmayacak/bir şarkı armağan etmeyecek sana mesela
Bir düşünce aşılayamayacak ya da bir hayal bağışlamayacak
Hep yaptığımız gibi yaşamaya yeltendiğimiz anda… elektrikler kesilecek ve.
Ve yok işte…Öyle bir hece yok ya da bağlaç benim hikayemde/bağlayacak nemiz kaldı baksana.
Sen yoksun ve ben yoksul senden ırakta.
Senin dünyaya verdiğin armağan benim aldığım üç beş fazla nefesten ibaret/fazlasına göz koyma.
Alırlar neyin var-neyin yoksa hayatından,ellerinden,ceplerinden.
Nereye gideceğiz ki hem kendimizden başka fısıldasana bana.
Hani toprak?Üzerinde rüzgar,altında ben/hani yapraklar?Caddelerde sararmış,çıtırdama kıvamında
Hani sigara,üst geçitte satılan,ucuza kaçan cinsten/hani sinek üst geçitte uçmaya özenen.
Ne kalmış elimizde şarkılar mı,Istanbul mu…Hayaller mi,yağmur mu?
Ölüm hakikaten bu kadar yorgun mu?